En düşük emekli aylığı 12 bin 500 lira; yurt dışına çıkış harcı 500 lira oldu: Vergi kanunlarına ilişkin düzenleme yasalaştı, işte detaylar…
T24 Haber Merkezi
Genel Kurul’da en düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya yükseltilmesini de içeren “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Meclis’ten geçti.
Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Teklife göre en düşük emekli aylığı 12 bin 500 liraya çıkarılacak. Yurt dışına çıkış yapan vatandaşlardan çıkış başına alınacak harç tutarı 500 liraya yükseltilecek. Kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçlarıyla gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistem veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için belirlenen özel usulsüzlük cezasının üç katı ceza uygulanacak.
Kanun teklifinin 52’nci maddesinde değişiklik yapıldı. Buna göre, “Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde birini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine, aylık veya ücretleri ile birlikte aylık 707 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme desteği yapılmaz. Bu fıkraya göre üye sayılarının tespitinde ödeme tarihi itibarıyla 4688 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince Resmî Gazete’de yayımlanan en son tebliğ esas alınır” ifadeleri eklendi.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ‘ın yönettiği Genel Kurul’da kabul edilen yasa teklifinin detayları AA’ya göre şöyle:
Yasayla Danıştayın iptal kararı doğrultusunda Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da değişikliğe gidiliyor. Buna göre, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerince, mahkeme kararları ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri üzerine yapılacak ödemelerde de “borcu yoktur” belgesi aranılması yönünde Hazine ve Maliye Bakanı’na yetki veriliyor.
Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterlere göre teknogirişim şirketi niteliğini haiz işverenlerce hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç değerinin o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarını aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna tutulacak.
Hizmet erbabı tarafından bu şekilde iktisap edilen pay senetlerinin; iktisap tarihinden itibaren 3 tam yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin tamamı, 4 ila 6 yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin yüzde 75’i, 7 ila 12 yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin yüzde 25’i, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte işverenden tahsil edilecek. Bu şekilde istisna nedeniyle zamanında alınmayan vergilere ilişkin zaman aşımı süresi, hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen pay senetlerinin hizmet erbabı tarafından elden çıkarıldığı tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlayacak. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili olacak.
Yüzde 20’den fazla fark tespitinde mükellef izaha davet edilecek
Mükellefler nezdinde yapılacak yoklamalar sonucunda tespit edilen günlük hasılat tutarlarının ortalaması alınarak mükelleflerin aylık ve yıllık hasılat tutarları tespit edilecek. Bu şekilde tespit edilen hasılat tutarları ile mükelleflerin faaliyette bulundukları döneme ilişkin beyan ettikleri hasılat tutarları karşılaştırılacak ve karşılaştırma sonucu bulunan farkın yüzde 20’den fazla olması durumunda mükellefler, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan “izaha davet müessesi” kapsamında izaha davet edilecek. Bu hüküm, kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak. Hüküm, 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girecek.
Mal ve hizmet alanlarına ilişkin gerçek kişilere yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkanınca belirlenen sektör ve faaliyet konuları dikkate alınarak vergi tevkifatı yapılması öngörülüyor. Böylece vergi güvenliğinin sağlanması ve kayıt dışılığın azaltılması amaçlanıyor. Cumhurbaşkanına vergi kesintisine tabi ödemeler için faaliyet konuları, ödeme türleri, sektörler, iş grupları ve iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte oran belirleme yetkisi veriliyor. Bu hüküm, 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girecek.
Yasayla Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçeleri dikkate alınarak Vergi Usul Kanunu’nda değişiklik yapılıyor. Buna göre, teminat uygulaması kapsamındaki mükelleflerden istenecek teminatın üst sınırı, 10 milyon liradan fazla olmamak üzere düzenlenmiş sahte belgelerde yer alan toplam tutarın yüzde 10’u tutarında olarak belirleniyor.
İstenen teminatın verilme süresi 30 günden 60 güne çıkarılırken, yükümlülüklerini öngörülen şekilde yerine getiren mükelleflere teminatın iade edilmesi ve belirlenen kişilerin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm vergi borçlarından sorumlu olmamaları sağlanıyor.
Özel usulsüzlük cezaları
Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikle tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğuna ilişkin yetkinin kapsamı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele amacıyla genişletiliyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığının elektronik ticaretin yanı sıra internet dahil olmak üzere her türlü dijital ortamın reklam, ilan, satış ve kiralama gibi iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde vergi güvenliğini sağlaması amaçlanıyor. Buna göre, elektronik ticaret hizmet sağlayıcılar, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ortam sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılar ile elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların yanı sıra erişim, içerik, yer ve sosyal ağ sağlayıcılara, iktisadi ve ticari faaliyetlerine ilişkin bildirim verme yükümlülüğü getiriliyor. Düzenlemeyle başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bildirime konu bilgilerle içerik sağlayıcılar tarafından üretilen veya sağlanan bilgilerin, aracı hizmet, elektronik ticaret aracı hizmet, erişim, yer veya sosyal ağ sağlayıcılar tarafından alınması zorunluluğu getiriliyor.
Kanuna göre kıymetli madenler borsasında işlem gören kıymetli madenlerin değerleme işlemlerinde, değerleme ölçüsü olarak borsa rayici kullanılabilecek.
Altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa rayici ile değerlenecek. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak bu rayiç yerine maliyet bedeli esas alınacak. Bu hükümle kıymetli madenle olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olacak. Kıymetli madenle olan mevduat veya kredi sözleşmelerine dayanan alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınacak. Kıymetli madenlere dayalı olarak açılan mevduat hesapları ile kredi hesaplarından kaynaklı alacak ve borçların değerleme günü kıymetine ircasına ilişkin olarak mevcut uygulamadaki gibi Kanun’un “yabancı paralar”, “alacaklar” ve “borçlar” başlıklı hükümleri geçerli olacak.
Vergi ziyaı cezası, vergi dairesinin bilgisi dışında mükellefiyet tesis ettirmeksizin kayıt dışı faaliyette bulunarak vergi ziyaına sebep olunması halinde yüzde 50 artırılacak. Aynı vergi türü ve dönemine ilişkin daha sonra yapılacak tarhiyatlar nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarına da aynı artırım hükmü uygulanacak.
Vergi Usul Kanunu’nda “özel usulsüzlükler ve cezaları” hükmünde yapılan değişikliğe göre, bir takvim yılı içerisinde ilgili hükümler uyarınca birden fazla özel usulsüzlük cezası kesilmesi durumunda caydırıcılığı artırmak amacıyla artan ceza uygulaması getiriliyor. Öte yandan hükme, mükellef grupları ve ilgili usulsüzlüklere yönelik cezaların yer aldığı yeni bir cetvel de ekleniyor.
Bu kapsamda yer alan bazı cezaların, her yıl yeniden değerleme oranında yükseltilmesinin yanı sıra tutarları yeniden belirlenerek caydırıcılığın artırılacağı öngörülüyor. Bir takvim yılı içerisinde birden fazla özel usulsüzlük cezası kesilmesi durumunda caydırıcılığı artırmak amacıyla artan ceza uygulaması getiriliyor.
Kanun kapsamı dışında belge düzenleyenlere 2 kat özel usulsüzlük cezası kesilecek, bu durumun idarenin bilgisine girmeden önce belgeyi almak zorunda olanlar veya belge muhteviyatı işlemin muhatapları tarafından 5 iş günü içerisinde bildirilmesi halinde ise Kanun kapsamı dışında belge düzenleyenlere 6 kat özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Yasada sayılan belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunanların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde bu durumun belge muhteviyatı işlemin muhatapları tarafından 5 iş günü içerisinde idareye bildirilmesi halinde bu kimselere ceza kesilmeyecek; belgeleri düzenlemeyen, eksik veya yanıltıcı düzenleyenlere ise özel usulsüzlük cezasının 3 katı uygulanacak.
Öngörülen artan tutarlı ceza uygulamasına ilişkin ceza tutarları cetveli, Kanun’a ekleniyor.
Cezalar yeniden belirleniyor
Düzenlemeyle, damga vergisi ödenmemiş kağıtları, vergi ve cezası tahsil edilmeden tasdik eden veya örneklerini çıkarıp veren noterler adına kesilen özel usulsüzlük cezasının her bir kağıt için alt sınırı 40 lira olarak belirleniyor.
Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümlerine uymayanlara yönelik cezalar her yıl yeniden değerleme oranında artırılırken, düzenlemeyle bu cezalar yeniden belirlenerek caydırıcılığının artırılması hedefleniyor.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların bilgi değişimi hükümleri kapsamında bilgi toplanmasına ilişkin hüküm uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Elektronik ticaretin yanı sıra internet dahil olmak üzere her türlü dijital ortamın reklam, ilan, satış ve kiralama gibi iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde vergi güvenliğini sağlamak amacıyla kendisine bilgi verme yükümlülüğü getirilenlerin, bu yükümlülüklerine ilişkin olarak bildirimde bulunmamaları veya bildirimlerini eksik ya da yanıltıcı bir şekilde yapmaları durumunda uygulanması gereken özel usulsüzlük cezası, bu mükelleflerin ekonomik ve ticari büyüklükleri ile orantılı olacak.
Tevsik zorunluluğu kapsamında olup da bu zorunluluğa uymayanlara uygulanan özel usulsüzlük cezası da artırılıyor. Bu zorunluluğa uymadan ödeme yapanların, durumu 5 iş günü içerisinde idarenin bilgisine girmeden bildirmesi durumunda ise ceza kesilmeyecek.
Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatların, banka ve benzeri finans kurumları, ödeme kuruluşları veya PTT aracılığıyla başkalarının adı veya hesabı kullanılarak yapılması durumunda her bir işlem için bu hükme göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın yüzde 10’u oranında, mal teslimi ya da hizmet ifasını yapanlarla adına veya hesabına ödeme yapılanlara ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesilecek. Bu hüküm uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon lirayı geçemeyecek.
Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için bu hükme göre belirlenen özel usulsüzlük cezasının 3 katı uygulanacak. Bu kapsamda bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon lirayı aşamayacak.
İstenilen teminatın süresinde verilmemesi veya tamamlanmaması halinde teminatı vermeyenler veya tamamlamayanlar adına, hüküm kapsamında verilmesi veya tamamlanması gereken teminat tutarı kadar özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Vergi güvenliğinin sağlanması amacıyla kullanılma zorunluluğu getirilen cihaz ve sistemlerle nitelikleri belirlenen veya onaylanan elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemleri üreten, ithal eden, bu cihazlara çeşitli hizmetler veren ödeme kaydedici cihaz üreticisi veya ithalatçıları ile bu cihazlara ilişkin hizmet veren güvenli servis sağlayıcıları, bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşları, şarj ağı işletme lisansı sahipleri ve elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilenler ile sipariş, satış, muhasebe, stok takip gibi programları kullandıran, teslim eden veya satan mükelleflere ilişkin olarak bunlar tarafından yapılması, yapılmaması ya da yerine getirilmesi gereken hususlara aykırı davrananlara, her bir tespit için ayrı ayrı olmak üzere hükümde yer alan özel usulsüzlük cezasının 10 katı tutarında ceza kesilecek. Bu hüküm uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon lirayı geçemeyecek.
Bu hüküm kapsamındaki tek bir fiilin, Kanun’un ilgili hükmünde yer alan özel usulsüzlük cezasını gerektiren birden fazla cezayı gerektirmesi halinde, bu cezalardan en ağır olanı kesilecek.
Gelir İdaresi Başkanlığı personeline fazla çalışma ücreti
Kanunla vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla, vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarılıyor. Vergi Usul Kanunu’nda bu kapsamdaki hükümler yürürlükten kaldırılıyor.
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne göre, mevcut uzlaşma başvuruları, Vergi Usul Kanunu’nun değiştirilmeden önceki hükümlerine göre sonuçlandırılacak.
Ticari olmayan gezi, eğlence, spor gibi faaliyetlerde kullanılan deniz taşıma araçlarına yat limanlarında verilen kiralama, bakım gibi hizmetlerde KDV istisnası ve indirimi kaldırılacak.
Birleşme, devir ve bölünme işlemlerinde, devreden KDV ve iade hakkının 5 takvim yılı kriterine veya zaman aşımına bağlı olmaksızın vergi incelemesi yoluyla yeni şirkete devrine izin verilecek. Mükelleflerin KDV beyannamelerinde yer alan indirilecek KDV tutarlarının 5 takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilememesi halinde, bu süre sonunda kayıtlardan çıkarılarak yapılacak vergi incelemesi ile gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınmasına imkan sağlanacak.
Mükelleflerin KDV iadelerinin doğru şekilde yapılması ve haksız KDV iadesine sebebiyet verilmemesini teminen KDV iadelerindeki esas usul “vergi incelemesi” olarak belirlenecek.
Kanun hükümleri uyarınca iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi esas olacak.
İndirilemeyecek katma değer vergisi, sonraki döneme devreden katma değer vergisi hesabından çıkarılarak özel bir hesaba alınacak. Özel hesaba alınan sonraki döneme devreden katma değer vergisinin, 3 yıl içinde mükellefler tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen zaman aşımı süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılacak vergi incelemesi sonucunda, incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınacak. Bu suretle talepte bulunulmayan katma değer vergisi gider yazılamayacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı, ilgili maddenin uygulanmasında vergi incelemesi dışında farklı usuller tespit etmeye, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak. Bu hüküm, 1 Ocak 2030’da yürürlüğe girecek.
Yabancıların deprem yardımlarına KDV istisnası
Düzenlemeyle, yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından deprem nedeniyle yapılacak yardımlara KDV istisnası sağlanacak.
6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanmak üzere, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına 1 Ocak 2024’ten itibaren yapılan teslim ve hizmetler ile bu yerlerde genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanacak konutların yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimi, 31 Aralık 2025’e kadar katma değer vergisinden müstesna olacak.
Bu kapsamda yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilecek. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, Kanun hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilecek.
Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2,25
Kanunla ulusal güvenlik kuruluşlarının ithal edeceği bazı malların yurt içi teslimi ve ithalatında oluşan ÖTV uygulaması farklılıkları giderilecek.
Bazı tütün mamullerinden alınan asgari maktu vergi tutarının “yüzde 20’sine kadar” olan sınırlama kaldırılacak, birim ambalajda bulunan mamul için alınacak asgari maktu vergi tutarı kadar maktu vergi alınabilecek.
Türk Kızılay Derneği ile bu derneğe ait veya bağlı işletmelerde çalışanların, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alması halinde dahi bu aylıkları kesilemeyecek.
Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2,25 olarak belirlenecek, bu oranı yüzde 1,5’e kadar indirmeye, yüzde 2,5’e kadar artırmaya yönelik Cumhurbaşkanı’na yetki verilecek.
Yaşlılık, malullük, ölüm aylığı ödenenlere ve hak sahiplerine dosya bazında 10 bin lira olarak öngörülen aylık asgari ödeme tutarı 12 bin 500 liraya yükseltilecek. Bu hüküm, temmuz ödeme döneminden itibaren uygulanacak.
Yasayla 8 Eylül 1999 öncesinde sigortalı sayılanlardan, ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananların, aynı iş yerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya devam etmeleri halinde işverenlere sağlanan 5 puanlık sosyal güvenlik destek priminin Hazine tarafından ödenmesine ilişkin uygulama sonlandırılacak.
AKP’li Şahin Usta: “SGK borçlarının ödenmesinde kamu çıkarı var” AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, TBMM Genel Kurulu’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 500 milyar TL’yi aşan bütçesi ve 2024 yılı için belirlenen 3 milyar 250 milyon TL’lik SGK borcu hakkında açıklamalarda bulundu. Şahin Usta, bu borcun ödenmesinin belediyeyi finansal olarak sıkıştırmak anlamına gelmediğini belirtti. Konuşmasında, sigorta prim borçlarının ödenmesiyle ilgili atılan adımların neden eleştirildiğine dair sorular yönelten Şahin Usta, bazı eleştirilerin belediyelerin bütçelerini kısıtlamaya yönelik bir yaklaşım olarak değerlendirildiğini ifade etti. Usta, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ödemeleri başlattığını ve bu yapıcı tutumlarından dolayı teşekkür ettiklerini söyledi. Ayrıca, SGK borçlarının ödenmesinin kamu hizmetlerinin devamı ve milletin çıkarları açısından önemli olduğunu vurgulayan Şahin Usta, bu konunun saptırılmaması gerektiğini ve borç yapılandırılmasının millete hizmet amacı taşıdığını belirterek, şunları söyledi: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin toplam bütçesi 500 milyarın üzerinde. SGK borcu 2024 için 3 milyar 250 milyon. Yani bu 500 milyarlık bütçeden 3 milyar liralık bir borcu ödemek bu belediyeyi sıkıştırmak anlamına gelmez. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de başvurusunu yapmış, bu ödemeyle ilgili girişimini başlatmıştır. Bu yapıcı tutumdan dolayı da teşekkür ediyoruz.” TIKLAYIN: Erdoğan’ın gündemi yine SGK borçları: CHP’yi ciddi manada tedirgin etti, motor su kaynattı; gerekli adımları atacağız TIKLAYIN: Kulis | Belediyelerin borçlarıyla ilgili yasal düzenleme geliyor; taksitlendirme işe yaramazsa haciz yapılacak CHP’li Emir: “Belediyelerimizin başarıları Cumhurbaşkanı’nın sinirlerini bozuyor” Genel Kurulda konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise, belediye borçları ve hükümetin uygulamalarına ilişkin eleştiride bulundu. Emir, hükümetin CHP’li belediyelere yönelik borç baskısını ve bu yaklaşımın vatandaşlar üzerindeki olumsuz etkilediğini belirtti. Emir, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer CHP’li belediyelerin başarılı hizmetlerini örnek göstererek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hizmetlerden rahatsız olduğunu ve 31 Mart seçimlerindeki CHP zaferini hala hazmedemediğini ifade etti. “Belediyelerin başarılı hizmetlerini gördükçe Sayın Cumhurbaşkanı’nın sinirleri bozulmaya devam ediyor” diyen Emir, pandemide CHP’li belediyelerin sağladığı hizmetlerin engellenmeye çalışıldığını bu süreçte, hükümetin CHP’li belediyelerin topladığı yardımlara el koyduğunu, fırınları ve aş evlerini kapattığını belirtti. Emir, bu tür engellemelerin, belediyelerin vatandaşlara hizmet etmesini zorlaştırdığını vurguladı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM’de SGK’nın 540 milyar liralık borçlarının açıklanmamasını eleştirerek, “Bu borçların hangi şirketlere ait olduğunu söylemiyorlar. Milletin bilmesi gereken bu bilgileri açıklamalılar” dedi. Emir, CHP’li belediyelerin 70 milyar lira borcu olduğunu belirterek, hükümetin bu borç üzerinden belediyeleri sıkıştırdığını savundu. Ayrıca, kur korumalı mevduat uygulamalarıyla zenginlere büyük miktarda para aktarıldığını ve belediyelere baskı yapılmak istendiğini ifade etti. |